ÖĞRENME NEDİR?
Neredeyse yaptığımız her eylem, geçmişteki öğrenmenin sonucudur. Bazı insanlar için öğrenme, hâlâ bir eğitim bağlamında üstlenilen veya onunla ilişkili bir faaliyet olmaya devam etmektedir.
Bebekler yemek yemeyi, dikkat çekmeyi, emeklemeyi, yürümeyi vb. öğrendikçe ve büyüdükçe yani fiziksel olarak daha işlevsel hale geldikçe, olağanüstü bir beceri yelpazesine sahip olmaya başlarlar.
Geleneksel olarak, öğrenme ile ilgili araştırma ve çalışmalar, bireyin öncelikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki öğrenme şekillerine odaklanmıştırlar. Ancak, artık öğrenmenin doğumdan itibaren ölüme kadar devam eden sürekli bir süreç olduğu kabul edilmektedir; deneyimlerimiz, yeni durumlarla başa çıkmak ve ilişkiler geliştirmek için kullandığımız süreçtir.
Öğrenme sürecimiz çoğu zaman yaşam boyunca rastgele gelişir, yeni deneyimlerden, bilgi edinmekten ve algılarımızdan harmanlanan içsel düşünce, fikir ve davranışların toplamıdır. Örneğin: bir gazete okumak veya bir haber izlemek, bir arkadaşınız veya meslektaşınızla konuşmak ve beklenmedik deneyimler yaşamak öğrenmemizi direkt ya da dolaylı olarak ciddi anlamda geliştirir.
Hayattaki birçok deneyim bize neyi öğrenip neyi öğrenmemeyi seçebileceğimizi öğrenme fırsatları sunar. Bu tür deneyimsel öğrenme, programlanmış ve uzman destekli öğrenme yaklaşımlarının tersidir.
Öğretme, eğitim ve diğer yapılandırılmış öğrenme türleri, bir kişinin başkaları için yaptığı aktivitelerdir, öğrenme ise sadece kendimiz için yapabileceğimiz bir şeydir.
Öğrenme, düşünmekten çok daha fazlasını içerir: tüm kişiliği içerir – duyular, duygular, sezgi, inançlar, değerler ve irade. Öğrenme isteğimiz yoksa öğrenmekten uzaklaşırız fakat her hangi bir şeyi öğrendiysek bir şekilde değişim yaşamaya başlarız. Eğer öğrenme hiçbir fark yaratmazsa, bilincimizden süzülen rastgele fikirler olmanın ötesine geçemez. Bu da bizim için zihinsel yorgunluk dışında bir şey kazandırmaz.
Öğrenmenin bazı kişisel ihtiyaçları karşılaması gerekir ve bu tür ihtiyaçları tanımak ve tanımlamak, öğrenmenin faydalı ve başarılı olup olmadığını değerlendirmemizi sağlar.
Öğrenme nasıl ve ne zaman gerçekleşir:
- Öğrenmeniz gereken konuyu zihinsel veya fiziksel olarak kavrayın
- Bir konuyu, olayı veya duyguyu kendi kelimelerinizle veya eylemlerinizle yorumlayarak anlamlandırın.
- Yeni edindiğiniz yetenek veya bilgiyi, sahip olduğunuz beceri ve anlayışla birlikte kullanın.
- Yeni bilgi veya beceri ile bir şeyler yapın ve bilgiye vakıf olmaya gayret edin.
Öğrenmenin Temel İlkeleri
İnsanların öğrenme şekillerini açıklamaya ve göstermeye çalışan çok çeşitli teoriler vardır.
Bu tür teoriler, tanımladıkları öğrenme türüne bağlı olarak genellikle birbirleriyle kontrast oluşturabilir, örneğin okul öncesi çocuklar ve ergenlerle ilişkili geleneksel öğrenme teorileri, yetişkin öğrenmeyle ilişkili teorilerden farklı olabilir.
Aşağıdaki liste klasik bir genellemedir ve tüm öğrenme türleriyle ilişkili temel ilkeleri tanımlar. Grup veya bireysel olarak, bir danışman, eğitmen veya öğretmenle öğrenirken uygulanabilir.
Bu listeyi çok ayrıntılı tutmayacağım ancak öğrenmenin bazı temel kavramlarını anlamanıza yardımcı olması açısından önemli olanları belirteceğim.
- İnsanlar saygıyla muamele gördüklerinde bir şeyleri öğrenmeleri de o oranda artar. Bir eğitimin başlangıcında temel kurallar oluşturulurken, öğrenim görecek olan bireylere karşı saygılı yaklaşım, bu önemli ilkeyi güçlendirecektir. Ancak, eğitimin etkili olması ve tam katılımı sağlamak için, eğitmen bu örnek davranışları modellemelidir. Yani gerçek anlamda bu saygıyı yansıtmalıdır.
- Öğrenme, mümkünse, önceki olumlu deneyimlerle bağlantılı olmalıdır – bu, öğrencinin kişisel farkındalığını arttırır ve yaşamını kolaylaştırıcı etken olan empatiyi kazanmasını sağlar. Öğrenme geçmiş olumsuz deneyimlerle engellenebilir – örneğin okuldan nefret eden bazı insanlar yeni bir şeyler öğrenmeye fazla yatkınlık göstermezler.
- Mümkün olduğunda öğrenciler, öğrenme etkinliklerinin planlanmasında yer almalıdırlar. Öğrenciler genellikle hedef belirleme konusunda kendi kendilerini yönlendirmeye teşvik edilmelidir, çünkü bu genellikle bağlılığı ve motivasyonu geliştirir ve öğrenmeye katılımı artırır. Öğrenmeyi kolaylaştırıcı davranış ve materyalleri dikkatli belirleyerek, öğrencide öğrenime yönelik özgüveni teşvik etmek için, öğrencinin beklentileri incelenmelidir.
- İnsanlar en iyi, fiziksel ortamları rahat olduğunda öğrenirler. Grup eğitimlerinde duygusal ve destekleyici ortam da önemlidir; gruplardaki öğrenciler, diğer öğrencilerle sosyalleşip etkileşimde bulunabildiklerinde en iyi öğrenmeye eğilim gösterirler.
- İnsanların öğrendikleri şeyler hakkında tepki verebilmeleri, sorgulayabilmeleri ve sesli düşünebilmeleri gerekir. Genellikle, grup eğitimlerinde / okullarda, daha sessiz öğrencilerin girişken olmaları için hafifçe teşvik edilmesi gerekir.
- Farklı öğrenme yelpazelerinin oluşturulması ve öğrencilerin konsantrasyonlarını ve motivasyonlarını sürdürmelerine yardımcı olunması açısından, öğrenme aktiviteleri ve / veya sunum şekillerinin değiştirilmesi de gerekebilir. Bir sınıf ortamında, örneğin, bir dersin veya dersin bir konusunu tartışmalar veya diğer etkinlikler ile organize etmek, özellikle bir tür problem çözme becerisini de öğrenciye kazandırır. Öğrencilerin konu ile etkileşime girmesini yaratıcı drama ile öğrencileri de katarak başarı sağlayacaktır.
- Anında ödüllendirme. İnsanlar en iyi öğrenmeyi genelde öğrendikten hemen sonra ya da bir süre sonra ödüllendirildiğinde / ödüllendirileceklerini bildiklerinde öğrenirler.
- Öz değerlendirme ve yansıtıcı uygulamalar da önemlidir. Öğrenciler, öğrendikleri üzerinde düşünmeye ve bilgilerini daha ileriye götürebilecekleri yollar hakkında düşünmeye teşvik edilmelidir.
EUDD Öğrenme Döngüsü
Uzmanlar, öğrenme süreçlerini haritalamak ve açıklamak için birçok çalışmada yer almış ve halen bu çalışmaları geliştirilerek devam etmektedirler. Genellikle öğrenmenin tekrarlayan bir döngüde, devam eden bir dizi süreçte gerçekleştiğini kabul etmektedirler.
Aşağıdaki şema genel bir öğrenme döngüsünü temsil eder ve EUDD kısaltmasını kullanır. Döngü her türlü öğrenme ile ilgilidir.
EUDD öğrenme döngüsü aşamaları şunlardır:
- Elde Etmek: Yeni bilgi (teori) veya yetenek (beceri) elde edinilir.
- Uygulamak: Yeni bilgi veya beceri daha sonra bir şekilde uygulanır.
- Düşünmek: Uygulamanın sonuçları değerlendirilir.
- Dönüşüm: Orijinal bilgi veya yetenek bireyin kendi yorumuna göre değiştirilir.
Ardından döngü devam eder ve tekrar eder.
EUDD döngüsü, öğrenmenin yinelemeli bir süreç olduğunu göstermeye yardımcı olmaktadır: öğrenmemiz geliştiği halde çoğu zaman ilk öğrendiğimiz bilgiyi kullanma eğilim gösteririz. Bilgiyi kullanırken, kendi yorumlarımızla bilgiyi farklı şekilde ele alarak farklı sonuçlar ortaya çıkarırız.
Bu süreçlerin birçok örneği vardır – genellikle orta, ileri ve nihayetinde uzman seviyelerine geçmeden önce bir konunun veya becerinin temellerini öğreniriz. Her aşama, daha önce edindiğimiz bilgi ve deneyimler üzerine inşa edilir, daha fazla bilgi, deneyim veya teknik kazanır ve öğrenme döngüsünü tekrarlarız.
Öğrenme Kapasitesi
Bireysel öğrenme kapasitemiz önemli ölçüde değişir ve sadece yeteneğe değil aynı zamanda motivasyona, kişiliğe, öğrenme stiline ve kendi öğrenme süreçlerimizin farkındalığına da bağlıdır.
Kendi öğrenme süreçlerinizin farkında olmak “nasıl öğrenileceğini öğrenmek” anlamına gelir. Örneğin, üniversite ortamlarında öğrencilere genellikle, gerektiğinde nasıl bilgi arayacaklarını ve uygun şekilde nasıl kullanılacağını öğrenmeyi içeren bazı çalışma becerileri öğretilir.
Özetle
- Öğrenme, içsel bir etkinlik ve kilit bir kişisel gelişim becerisidir.
- Öğrenme başkalarında doğrudan gözlemlenebilecek bir şey değildir. Bununla birlikte, kendimizde ve başkalarında öğrenmenin sonuçlarını gözlemleyebiliriz – bu yüzden, okullarda öğrenme seviyeleri hakkında değerlendirme, öğretim sürecinin çok önemli bir parçasıdır.
- Akademik değerlendirme, denemeler, sınavlar vb. sonuçları, bireyin ne kadar öğrendiğini ölçme girişimidir, ancak gerçek öğrenme sürecini ölçemezler.
- Öğrenme, kendimiz, diğer insanlar ve çevremizdeki dünya hakkında hareket etme, düşünme ve / veya hissetme şeklimizdeki değişiklikleri beraberinde getirir. Bu tür değişiklikler, edinilen bilginin önemi ve uygunluğu hakkındaki kendi algılarımıza bağlı olarak kalıcı veya geçici olabilir.